Bilindiği gibi İlimiz Karabiga yöresi ve deniz kıyı şeridi enerji sektörünce uzun zamandır çevresel tehdit altında tutulmakta olup, bu bölge de kurulması planlanan termik santrallerin, alanın taşıma kapasitesinin üstünde baskı oluşturacağı, hava, su ve toprak kirliliği gibi çevresel risklerin, biyolojik çeşitliliği tehdit edeceği meclisimiz ve yörede doğaya gönül vermiş sivil toplum gruplarınca sıkça dile getirilmektedir.
Karabiga kıyı şeridinin; Marmara Denizinde son birkaç bireyi kalmış Akdeniz Foku için önemli bir doğal alan olduğu 2014 yılı içinde yapılan bilimsel araştırmalar akabinde raporlanmış olup, özellikle Karabiga Beldesi Kaleburnu-Karaburun mevkii arasında kalan kıyıların belirli kriterlere göre değerlendirilen Önemli Akdeniz Foku Alanı (ÖFA) olduğu Akdeniz Fokunun Türkiye’de Korunması Ulusal Eylem Planında da belirtilmiştir.
Biga Yarımadası Karabiga kıyı zonunun kayalık ve kumul alan olması nedeniyle, pek çok bitki ve hayvan türünü barındırdığı, denizel bölgede koruma altındaki türlere rastlandığı, Karabiga ile Aksaz Köyü arasında kalan bakir kıyı alanlarının fokların beslenmesine, barınma ve üremesine çok uygun nitelik ve doğal özellikler taşıdığı bilimsel çevrelerce de teyit edilmiştir.
Ülkemizin de taraf olduğu BERN (Avrupa Yaban Hayatı Koruma Sözleşmesi) ile BARSELONA (Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi), CITES (Nesli Tehlike Altında Olan Flora ve Faunanın Uluslararası Ticaretinin Engellenmesi Sözleşmesi) ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmeleri çerçevesinde, dünya ölçeğinde nesli kritik seviyede tehlike altında olan ve koruma altında bulunan Akdeniz Foku (Monachus monachus) yaşam alanları olan kıyı ve deniz habitatlarının korunması önem arz etmektedir.
Bu tür aynı zamanda; Avrupa Birliği Doğa Koruma Politikasının temelini oluşturan iki direktiften biri olan Habitat Direktifi’nin IV Numaralı ekinde, "Sıkı Koruma Gerektiren Önemli Hayvan ve Bitki Türleri" arasında bulunmaktadır. Bununla beraber, taraf olduğumuz bu Sözleşme; kıta içi suları ve deniz alanlarını da kapsamakta olup, türün yaşam alanlarının korunması, doğal ve kültürel peyzaj değerlerinin sürdürülebilir kılınması esastır.
2015 Nisan ayında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi koordinasyonunda; ODTÜ ve İstanbul Üniversitesinden akademisyenler, kamu ve sivil toplum mensuplarının katılımıyla Kuzey Ege ve Marmara Denizinde Akdeniz Fokunun Güncel Durumu ve Tehditler Çalıştayı düzenlenmiş olup, çalıştay sonucunda; Kuzey Ege ve Marmara denizinde bugüne kadar yapılan bilimsel çalışma sonuçlarının Akdeniz Fokunun varlığını kanıtladığını; bu nedenle bölgedeki fok kolonisinin korunması amacıyla türün dağılım gösterdiği Karabiga kıyılarının hassas deniz ekosistemi olarak değerlendirilmesinin gerektiği tüm katılımcılar tarafından kabul edilmiştir.
Aradan geçen bir yıl içinde ortaya birçok bilimsel veri konmasına ve türün bu bölgedeki varlığı kanıtlanmış olmasına rağmen, termik santral davalarına konu olan bilirkişi raporlarında türün bu bölgede uzun yıllardır var olmadığına dair bilgi ve söylemlerin olması meclisimizce endişe ile izlenmektedir. Çalıştayın arazi çalışmaları kapsamında, Akdeniz Fokunun yaşam alanı olan mağara içine yerleştirilmiş olan fotokapan ile türün bu bölgeyi üreme ve beslenme habitatı olarak kullandığı çok açık iken bu türün yok sayılması ve görmezden gelinmesi bilim adına kara bir lekedir.
Akdeniz Fokunun Marmara Denizinde kalan son birkaç bireyi yüzyıllardır nesillerinin devamı için Karabiga kıyılarında bir yaşam mücadelesi vermektedir. Enerji sektörü baskısının Karabiga kıyılarında umarsızca devam etmesi, karar vericilerin her türlü bilimsel kanıta rağmen sürdürülebilir doğa değerlerini göz ardı ederek duyarsız kalmaları, bu nadide ve nesli yok olma tehdidi ile karşı karşıya olan türün varlık/yokluk savaşı Çevre Meclisimizce dikkatle takip edilmektedir. Kendi elimizle tahrip ettiğimiz doğanın, yine doğaya gönül vermiş insanlarca kurtarılmaya çalışılması tam anlamıyla bir ironidir.
İlimizin bu eşsiz aynı zamanda jeolojik miras olabilecek kıyı şeridinin kurtarılmasına yönelik yasal mücadelemiz kesintisiz devam edecektir.
Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi
FOTOĞRAFLAR SAD-AFAG’TAN ALINMIŞTIR.