Çanakkale Kent Konseyi Başkanı Saim Yavuz’un açıklaması:
AKP İl başkanı Yeşim Karadağ İskele Meydanı’nda, İskele Meydanı’nın adının Belediye Meclisi’nde değiştirilmemesi üzerine bir açıklama yapmış. Kent Konseyi’nin de adını geçirerek “...Kent Konseyi bir referandumla halka soru sormuş. Konsey zaten Belediyenin organı gibi çalışmıyor mu? Bize neden sorulmadı, bizim neden haberimiz yok?” dediği açıklaması, “bilgi eksikliğinden olsa gerek” diye düşündüğüm yanlışlıklar içeriyor.
Düzeltme bir: Kent Konseyi referandumu 2013 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında yaptı. Kentin farklı bölgelerinde belirli sürelerde yerleri değiştirilerek 8 şeffaf sandıkla yapılan referandumda halka “meydanın adını siz koyun” denildi. Çalışma, afişler, gazete ve televizyon haberleriyle duyuruldu. Referandumda, “meydanın adı şu/bu olsun mu?” diye sorulmadı. Herhangi bir yönlendirme yapılmadan halka “meydanın adını siz koyun” denildi. 45 gün süren referandumun sonucunda da en çok oy alan isim “İskele Meydanı” oldu. (Konuyla ilgili daha detaylı bilgiler Çanakkale Kent Konseyi’nin web sayfasından edinilebilir.) Yani, bu referandum 3 yıl önce yapıldı; yeni yapılmadı. Sizin haberinizin olmaması da doğal; siz de iyi bilirsiniz ki referandum “halk oyu”dur ; halka sorularak yapılan bir işlemin adıdır ve biz de zaten halka sormuştuk.
Düzeltme iki: “Konsey zaten Belediyenin organı gibi çalışmıyor mu?” diye sormuşsunuz. Cevap: Çalışmıyor. (Kent Konseyleri, 2005 yılında belediye kanuna eklenen bir maddeyle kurulan ve 2006 yılında İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı bir yönetmeliğe göre çalışan bir yapıdır. İdari olarak Belediye’ye bağlıdır, ama kararlarını yönetmelikte belirtilen organları yoluyla alır ve uygulanması için başta belediyeler olmak üzere ilgili kurumlara gönderir. Belediyeden hiçbir şekilde emir, talimat almaz ve belediyeye de emir ve talimat vermez. Emir(!) aldığı tek yer vardır, o da Kent Konseyi Genel Kurulu’dur. Genel Kurul da; partilerin de içinde olduğu kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımından oluşur -daha fazla bilgi için lütfen Kent Konseyleri Yönetmeliği’ne bakınız-). Çanakkale Kent Konseyi, bugüne kadar bütün kararlarını Genel Kurul’dan alarak hayata geçirmiştir. Kent Konseyi başkanı veya Kent Konseyi yürütme kurulunun “keyfine” göre alınmış bir tane karar bulamazsınız Çanakkale Kent Konseyi’nde. Çanakkale Kent Konseyi Başkan ve Yürütme Kurulu olarak seçilen bizler, Yönetmeliğin belirlediği çerçeve içerisinde, kentle ilgili yapılacak işlerde, halkın sözünü söyleyerek karara katılmasını sağlamakla görevliyiz. Onların yerine geçip, onları kenara koyup ya da; bir kısmının talebine kulak verip, diğer bir kısmına sağır kalarak karar verme hakkımız olmadığını bilerek çalışmaya gayret ediyoruz.
Bakanlığın hazırladığı yönetmelikte belirtildiği gibi, Kent Konseylerinin “yerel düzeyde demokratik katılımın yaygınlaştırılmasını, hemşehrilik hukuku ve ortak yaşam bilincinin geliştirilmesini, çok ortaklı ve çok aktörlü yönetişim anlayışının benimsenmesini sağlamak, tüm kenti kapsayan ortak bir aklın oluşturmasına katkıda bulunmak” görevini yerine getirmeye çabalıyor ve bu çabaların gerek yerelde gerekse ülkemizde güçlü bir demokrasinin oluşmasına katkıda bulunacağına da inanıyoruz.
Sayın Karadağ, halkın/milletin taleplerine çok değer verdiğinizi ve bunu “herşeyden önemli” gördüğünüzü belirten açıklamalar yapıyorsunuz. Halkın/milletin taleplerinin AKP için “herşeyin üstünde ve önünde” olması çok iyi bişey. Belki bilmiyorsunuz, duymadınız ve haberiniz olmamıştır diye size bazı bilgiler vermek istiyorum:
Çanakkale merkez, ilçe ve köylerinde yaşayan halk/millet; yapılan, yapılmakta olan ve daha da yapılacak olan termik santrallerin ve maden aramacılığının yaşamlarını tehdit ettiğini ifade ederek, daha sağlıklı bir ortamda yaşamak istiyor, sularının kirlenmemesini istiyor, kirlenmemiş toprak istiyor, temiz hava istiyor…
“Termik santral yapılacak, ne diyorsunuz” diye halka/millete sorulmak üzere ÇED toplantıları yapılıyor, halkı/milleti toplantı salonuna sokmuyorlar; halk/millet “hayır istemiyoruz” diyor, kimse kulak asmıyor…
Sahillerimiz işgal ediliyor; halk/millet “sahillerimiz işgal edilmesin, denizlerimiz kirlenmesin” istiyor dinleyen yok, ses veren yok…
“Merkez Ortaokulumuzu geri istiyoruz” diye halk/millet iki yıldan buyana talepte bulunuyor, kimse ilgilenmiyor, kimse duymuyor…
Bunlar, hâlâ gündemde olan, ama kimsenin “dert” etmediği, halkın/milletin taleplerinden ilk aklıma gelenler…
Başta da söylediğim gibi, bunlardan belki haberiniz yoktur diye size bilgi veriyorum. Benim de haberim olmamış olabilir, ama bugüne kadar sizden, halkımızın/milletimizin bu istekleriyle ilgili bir çaba görmedim, duymadım… Biliyoruz ki sizin için halkın/milletin talepleri çok önemlidir ve bu halkın/milletin istekleriyle de bütün il, ilçe yöneticilerinizle birlikte mutlaka ilgileneceksiniz ve peşlerini bırakmayacaksınızdır sanırım.