“Kazdağları Belgeseli”nin gala gösterisi yapıldı

26/02/2016 · Haberler
“Kazdağları Belgeseli”nin gala gösterisi yapıldı

Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi “Kazdağı Belgeseli Çalışma Grubu” çalışmaları sonucunda hazırlanan “Kazdağları Belgeseli”nin gala gösterisi yapıldı.

“Kazdağları” fotoğraf sergisi Çimenlik Kalesi Muavenet-i Milliye Sergi salonunda ziyarete açılırken, “Kazdağları Belgeseli” filminin gala gösterisi Yüzbaşı Ahmet Saffet konferans salonunda yapıldı.

Çevre Meclisi Başkanı Ali Çalıdağ Gala’nın açılışında yaptığı konuşmada, “Kazdağları’ndaki olumsuzlukların nelere yol açabileceği, gelecek kuşaklar tarafından görülebilsin diye dört yıl önce başladığımız “Kazdağları”nı belgeleme çalışmasını tamamladık. Bu belgeselle Kazdağları’nın bugününü belgeledik. Biz tarihe bir not düştük. Belgeselde neleri kaybedeceğimizi  gösteren sondaj alanlarını da göreceksiniz. Bu bölgelerin tamamının yok edildiğini düşünürseniz Çanakkale’nin ne kadar büyük bir tehdit altında olduğunu başka kelimelerle açıklamaya gerek kalmayacak” dedi.

Gala’da söz alan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan; “Yıllardan beri Kazdağlarını ve yöremizi, Biga yarımadamızı korumakla meşgulüz, uzun ince bir yoldayız aslına bakarsanız. Gelecekte yaşadığımız dünyada geriye neleri, nasıl bırakacağız? Bu belgeselin en önemli noktalarından bir tanesi bu. Bu belgesel,  önümüzdeki nesillere biz büyüklerin, çocuklarımız için mücadele ettiğimizin bir belgesi olarak kalacak. “Bizden önce büyüklerimiz doğaya sahip olabilmemiz için bizim de bu doğayı yaşayabilmemiz için mücadele etmişler” diyecekler. Yarın bu mücadele sonrasında çocuklarımızın yüzüne bakabileceğiz. Ama bakamayacak olanlar var. Onlar için “bugün” önemli. Bugünkü menfaatler, bugünkü çıkarlar onlar için çok önemli. Sadece kendi çıkarları da değil. Maalesef beraber oldukları insanların da çıkarları gözlerini karartıyor. Hükümetin ilgili bakanlıkları,onların ilgili kurumları hepsi bu açgözlülere teslim olmuş hatta onları savunur hale gelmiş. “Olmaz bir şey bu kadar değil dediğiniz gibi değil” yalanlarıyla da insanları kandırmaya çalışıyorlar. Halbuki tam tersi; bizim dediğimiz gibi.

Doğa, her şey, bütün bitki örtümüz, doğal kaynaklarımız, su kaynaklarımız, oksijen kaynaklarımız yerle yeksan olacak, bize çukurlar kalacak. İçi siyanürlenmiş topraklarla atıklarla kalacak. Termik santraller bizim havamızı coğrafyamızı doğamızı etkileyecek. 9 tane daha yapılmak isteniyor. En son daha dün; başbakan “kömür kullanalım” diye fetva veriyor. Tam tersi sürdürülebilir bir biçimde enerjimizi üretmeliyiz güneş rüzgar enerji kaynakları ile bunu yapalım diye mücadele ederken”kömür” deniliyor. İklim konferansında imzalar attılar. Anlaşıldı ki bunlar insanları kandırıyor sahte imza atıyorlar. Hani fosil yakıtları kullanmayacaktık ya. Sadece linyit olan bölgelerde termik santral kurulacak ithal kömür gelmeyecekti böyle şeyler vardı. Bunların hepsi unutuldu.

Çevre konusunda ısrarla bunları konuşmamız lazım. Elbette ki şu sorgulamayı maalesef ülkenin bu kaotik yapısı içinde Çanakkale’de ki bu mücadele maalesef biraz gerilerde kalıyor. Ülke ayrışmanın eşiğine geldi. Onlar daha öne çıkıyor doğal olarak. Burada da ayrı bir terör var.  Aslında burada madenci terörü var. Bu da terörist bir eylem. Orada da insan katliamı yapıyor PKK denilen kanlı örgüt. Burada da madenci bizim doğayı katlediyor. O terörse bu da terör. Çünkü ağaç da hayvan da canlı. O, orada insan canını alıyor bu da burada doğanın canını alıyor. Ne için 2 kuruş için. Bize, insanlığa faydası var mı? Yok. Kime faydası var. İşbirlikçilere faydası var. Bunları açık yüreklilikle söylemek gerekir. Korkunun ecele faydası yok. Soruşturma açarlarsa açarlar, doğru bildiğimizi esirgemeyeceğiz. Topumun yararına geleceğimiz, çocuklarımız için doğmamış çocuklar için bunun mücadelesini yapacağız. Biz Çanakkaleliler olarak bu mücadelede birlikteyiz bundan büyük mutluluk duyuyoruz. Başkan olsam da olmasam da bu mücadelenin içinde yer almak durumundayım.

Emaneti gelecek nesillere aynen hatta geliştirerek devretmek bizim boynumuzun borcudur. Yoksa bunun hesabını veremeyiz. Bunun hesabını sorarlar. Bu topraklar sadece bize mi ait. Hayır. Bunu muhafaza etmek her bireyin görevidir. Bu görevi yapmak zorundayız.

Dolayısı ile bu belgeseldekiler umarım,  yok olan bir bellek olmaz . İnşallah bu doğa yüzyıllar asırlar boyunca bütün insanlık tarafından kullanılan buradan yararlanılan haliyle kalır.

Cennette yer arıyorsan doğayı koruyacaksın. Onun dışında cennette hiçbir yer yok. Benim bir temennim var doğa katliamcılarına: “Kestikleri ağaç kütüklerinin ateşinde yansınlar.” dedi.

Gala, belgesele emeği geçen sanatçıların sahneye davetiyle sona erdi.

 

ÜST