Kent Konseyi’nin değerli temsilcileri ve hemşehriler;
10 Nisan 2016 Pazar tarihli “değişim” isimli bir gazetede Kerem İriç isimli bir kişi bir yazı yazmış. Bu yazıda “Takmışlar kordonda bulunan su perdesine diyorlar ki; “Görgüsüzlük abidesiymiş, demir yığınıymış, görüntü kirliliğiymiş” hadi oradan, görgüsüz adamcıklar… Nereyi gezdiniz de, hangi donanımınızla bu raporu hazırlıyor, o su perdesinin kalkmasını istiyorsunuz.” diyor. Yazıda belli ki, Kent Konseyi’nin raporundan bahsediliyor.
Kent Konseyi’nin değerli temsilcileri ve hemşehriler;
Hatırlatmak gerekir ki, bahse konu “su perdesi”, Kent Konseyi’nin Haziran 2015’de yapılan genel kurulunun gündeminde yer almış, genel kurulda oybirliğiyle kaldırılması uygun görülmüştü. Yine, konusu Çanakkale Yat Limanı ve çevresi olan Marina Çalışma Grubu’nun hazırladığı raporda “superdesi”nin kaldırılması, gerekçeleriyle birlikte önerilmiş ve rapor Kent Konseyi tarafından Ocak 2016 ayında yapılan genel kurulda oy birliğiyle kabul edilmişti. “Su perdesi”nin kaldırılması önerisini de içeren bu rapor, yasa gereği belediye meclisinin Şubat 2016 ayında yaptığı toplantısında da belediye meclisine sunulmuştu.
Daha sonra, Çanakkale Belediye’sinin, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’na “su perdesini 15 Nisan’a kadar kaldırın” yazısı gönderdiği basında yer almıştı ve belediyenin bu girişimine Kent Konseyi ‘nin Marina Çalışma Grubu ve Çevre Meclisi ayrı ayrı açıklamalar yaparak destek olmuşlar ve belediyeye; kendilerinin de raporlarında yer alan bu konuya gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür de etmişlerdi. Bu tutum, Kent Konseyi’nin daha önce de belediyenin Yat Limanı, AKFA, Hilton kararlarına; daha gerilere gidersek BURDA 17(FORUM), İskele Meydanı kararlarına gösterdiği tutumdan hiçte farklı değildi. Çünkü, Kent Konseyi yasa gereği önerilerini sadece belediyeye sunmakla kalmaz, aynı zamanda uygulamaları da denetlemek ve izlemek gibi bir görevi olduğunu da bilmektedir.
Kent Konseyi’nin değerli temsilcileri ve hemşehriler;
Görevimin bana verdiği yetkiyle sayın İriç’e şunları soruyorum:
Kent Konseyi’nin; Vali ve Belediye Başkanı başta olmak üzere Valiliğe bağlı 10 müdürlük, 7 mahallenin muhtarı, ilimizde teşkilatı olan başta AKP olmak üzere bütün partiler, ÇOMÜ, ÇTSO’da dahil olmak üzere bütün meslek odaları, sendikalar, noterler, baro ile ilgili dernekler, vakıflar ve kent konseyinin meclisleri ile çalışma grupları ve kentin sorunlarına ilgi duyan hemşehrilerden oluştuğunu bilerek mi “Gidin Başka Yerde Havlayın” dediniz?
Kent Konseyi Çalışma Gruplarının hazırladığı raporlarda bu kurum ve kişilerin bilgisi ve emeklerinin olduğunu bilerek mi “Gidin Başka Yerde Havlayın” dediniz?
Kent Konseyi’nin kararlarını, saydığım bu kurumların değerli temsilcilerinin verdiğini bilerek mi “Gidin Başka Yerde Havlayın” dediniz?
Bu kararları görüşerek uygulamalarda sorumluluk alanların değerli belediye meclis üyeleri ve başkanının olduğunu bilerek mi “Gidin Başka Yerde Havlayın” dediniz?
Bu dili Çanakkale Kent Konseyi olarak güçlü bir şekilde reddediyor ve sizi kendi dilinizle başbaşa bırakıyor; bir fikriniz ya da bir “derdiniz” varsa açık açık söylemenizi tavsiye ediyorum?
Son söz olarak İmam Şems Amir’in bir sözünü hatırlatarak (mealen) bitireyim: “Onlar ki, hayvanların çıkardıkları sesleri anlamaz ve aşağılarlar; onlar kendi seslerinin çirkinliğini bilmeyenlerdendir.”
Kent Konseyi Başkanı Saim Yavuz