Suyumuza Sahip Çıkıyoruz

06/06/2018 · Haberler
Suyumuza Sahip Çıkıyoruz

Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi, Çanakkale Çevre Platformu bileşenleriyle birlikte 5 Haziran Dünya Çevre Günü ve Haftası kapsamında “Çanakkale Suyuna Sahip Çık” sloganıyla düzenlenen etkinlikte bir araya gelen vatandaşlar golf çay bahçesi önünden kordon boyunca insan zinciri oluşturarak Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajını ve su havzasını tehdit eden madencilik faaliyetlerini, altın madenciliği ve termik santral çalışmalarını protesto ettiler.

Çanakkale Çevre Platformu dönem sözcüsü Türker Savaş yaptığı konuşmada; “Bu yıl, Çanakkale Çevre Platformu olarak 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün temasını “Suyumuza Sahip Çıkıyoruz” olarak belirledik. Çok haklı bir nedenle; zira hepinizin çok iyi bildiği gibi Kentimize su sağlayan Atikhisar Baraj havzası metalik madenciliğin tehdidi altındadır. Müdahale etmezsek Çanakkale Kenti susuz kalacaktır! Sanılanın aksine ülkemiz su zengini bir ülke değildir. Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 2000 m3’den az olan ülkeler su azlığı çeken; 1000 m3’ün altındaki ülkeler ise su fakiri ülkeler olarak tanımlanmaktadır. Türkiye ortalaması yıllık kişi başı 1500 m3’dür ve su azlığı çeken ülkeler arasında yer almaktadır. 2030 yılında ülke nüfusu 100 milyonu bulacağı tahmin edilmektedir. Mevcut su kaynaklarımızın değişmeyeceği göz önüne alındığında dahi yaklaşık 15 yıl sonra ülke ortalamamız 1000 m3 civarında olacak ve su fakiri ülkeler arasında yer alacağız. Mevcut su kaynaklarımızı korumak ve suyumuzu etkin kullanmak dışında başka çaremiz yoktur!

Çanakkale’ye baktığımızda, 1930’lı yıllardan bu yana takip edilebilen yıllık ortalama sıcaklıklarda, yıllık ortalama minimum sıcaklıkların yükselmesi nedeniyle 1,5 °C’lik bir artış gerçekleşmiştir. İklimsel değişim nedeniyle Çanakkale yeterince “soğuyamamaktadır”. Bu değişimin sonucunun en önemli etkisi kar yağışlarının azalmasıdır. Kar yağışlarının azalması demek, yaz boyunca barajlarımızı besleyen yüzey su kaynaklarından mahrum kalmamız demektir. İnsanca yaşamak için gerekli olan faaliyetlerde su yönetimini, bir damla israf etmeyecek şekilde düzenlememiz gerekmektedir. Bu anlamda Çanakkale’mizin, yaşamımızı sürdürülebilmek için gerekli elzem faaliyetler dışında kullanılabilecek bir damla fazladan suyu yoktur. Bu nedenle tonlarca suyu gereksiz olarak kullanacak olan metalik madencilik faaliyetleri Çanakkale için önemli bir tehdittir. Termik santraller ve metalik madencilik faaliyetleri yalnızca yaşamımızı sürdürebilmek için elzem olan suyumuzu kullanmakla kalmıyor, çevreyi kirleterek, ormansızlaştırarak yağışların da azalmasına ya da düzensizleşmesine neden oluyor.

Çanakkale, ne yazık ki ormanlarımızı koruması gereken bir kurum olan Orman Bölge Müdürlüğü eliyle ormansızlaştırılmaktadır. Bilindiği gibi sağlıklı yaşam hakkımızın elimizden alınması anlamına gelen Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Ocağı Projesinde hazırlanan ÇED raporunun iptal edilmesi için dava açılmış, dava Çanakkale İdare Mahkemesi’nce reddedilmiştir. Temyiz edilen Çanakkale İdare Mahkemesinin kararı Danıştay tarafından bozulmuştur. Tüm bunlar yaşanırken söz konusu altın şirketinin başvurusu üzerine Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü ruhsat alanını ağaçlardan “temizlemeye” başlamıştır. Gayri sıhhi işletme ruhsatı olmamasına rağmen söz konusu işletme alanı içinde ağaç katliamı yapılmaktadır. Orman Bölge Müdürlüğü bunu hiçbir mevzuat ile açıklayamaz. Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü işletme ruhsatı dahi olmayan bir şirketin hukuksuz talebini yerine getirmek için neden çırpınmaktadır? Burada kamuoyundan gizlenen gerçekler nelerdir? Burada kimlere fayda sağlanmaya çalışılmaktadır?

Şu anda bölgede, binlerce hayvan ve bitki türünün habitatı olan 6000 dekar orman alanındaki ağaçlar, Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü eliyle kesilerek ormansızlaştırılmıştır. Çanakkale halkını, bitkimizi, hayvanımızı, insanımızı susuz bırakacak olan Kirazlı altın madeni ile ekosistemin bozularak hem hayvan ve bitkilerin yok olmasına ve iklimin değişmesine neden olacak olan orman katliamı karşısında duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.

ÜST